- Ağustos 17, 2021
- Yayınlayan: admin
- Kategori: Genel
İş dünyasında yuzlerce unsur var. Hayatımızi bu unsurlara dayanarak inşaa etmek ya da yönlendirmek durumundayız. Bu unsurların başında İnsanlar geliyor diyebiliriz. Büyük oranda çalışanlarımız, müşterilerimiz ve tedarikçilerimiz olabilirler. Her türlü faaliyetin içinde, her türlü veriyi işleyen, her türlü üretimi gerçekleştiren en önemli unsur insan. İnsanın iş hayatımızla bu kadar içiçeligini, bağlantılılığını, vazgeçilmezliğini, onemliliğini hepimiz kabul ediyoruz. Fark etmemiz gereken belki de kabul ettiğimiz bir konuda karşılaştığımız bir çok sorunun kökünde insan olması gerçeğidir.
Sorunlar hayatın bir parçası. Bir yöneticinin en çok uğraştığı, üzerinde çalıştığı alan sorun çözmektir. Gerçekten günlük yaşantımıza şöyle bir göz attığımızda onlarca belki yüzlerce sorun çözmek durumda kalıyoruz. İşin garip tarafı bir sorun varsa ya da bir sorun tespit ettiysek ya da bir sorun başkaları tarafından tespit edilir ve bize yansıtılır ise şanslıyız. Evet yanlış yazmadım, şanslıyız. Çünkü daha tehlikelisi sorunlarla yaşamak daha doğrusu yaşamaya çalışmak. Daha tehlikelisi sorunları yok saymak, sorunları örtbas etmek, görmezden gelmek. Sorunla karşılaştıysanız soruna bir çözüm üretir varsa olumsuzlukları giderirsiniz. Bu da sizin yöneticilik becerilerinin gelişkinliğine ve elinizdeki kaynakları kullanabilme yetkinliğinize bağlı.
Hatırımda çok güzel bir söz var. “Büyük ve güçlü kuruluşların en önemli özelliği hiç ama hiç sorunlarının olmaması değil; ortaya çıkan, karşılaştıkları sorunların bir daha tekrarlanmaması için gerekli önlemleri almalarıdır. Demek ki sorunlar kaçınılmaz, sorunlar oluşuyor ve olacak. Bizim yapmamız gereken aynı aynı sorunlarla tekrar tekrar uğraşmamak. Bunun için her türlü araç ve tedbirlerle sorunlarla mücadele etmemiz gerek.
Sorunlara yaklaşırken iki noktayı vurgulamadan geçmeyelim. 1.Sorunları yerinde ve zamanında, doğru tespit etmek. 2.Sorunların bir daha oluşmaması, tekrarlanmaması için gerekli sistemleri oluşturmak.
Digitalleşme genel olarak, ülkemizde iş dünyamıza Workcube ( www.workcube.com ) ta özel olarak bizlere bu iki noktada çok geniş olanaklar sunuyor.
Bundan çok değil 10 yıl öncesine kadar bilgi çok önemliydi. Hatta içinde bulunduğumuz çağı Bilgi Çağı olarak isimlendiriyorduk. Hala da öyle. Şimdi bir adım ötesine geçmemiz gerekiyor. Bilgiyi kullanma biçimimiz, imkanlarımız. Bilgiden veri üretmemiz ve bu verileri kararlarımızda, çözümlerimiz de kullanmamız. Hiç bir şirket tek başına bir kütüphane kadar bilgi dolu değil. Dolayısıyla tek başına bilgi sorunumuzu çözmüyor. Bizim için önemli ve gerekli olan bilgiyi işlemek.
Digitalleşme ile bilgiye ulaşmak çok kolaylaşmış görünüyor. Peki o zaman çöpe giden milyarlarca dolarlık digitallesme yatırımları neyin nesi? Büyük umutlarla, heveslerle ve de çok büyük parasal yatırımlarla alınan bilgisayar programları ve yazılımlar sahiplerinin, kullanıcılarının sorununu neden çözmüyor, çözemiyor?
Yine en başa, yazımızın başına dönüyoruz. İnsan Faktörü…